küçük bir köy

Eve, neşe ve mutluluk getiren bu küçük yavrucağı gelincik de çok sevmiş, artık, ailesi olarak gördüğü bu anne ile yavrucağa gönülden bağlanmıştı. Kadın, tek başına tüm zorluklarla mücadele etmek ve yavrusuna bakmak zorunda olduğunu biliyordu. Tüm bu şartlarla eş güdümlü günler günleri kovalayıp geçti. Eve yiyecek alabilmek suretiyle çalışmak zorunda olan kadın, bir gün yavrusunu gelincikle evde yalnız bırakarak çalışmak üzere tarlaya gitti. Kadın yorucu bir günün akabinde akşam eve dönmüştü. Çok sevdiği gelinciği ağzı kanamış bir halde yerde yatıyordu. O an neye uğradığını şaşırmış bir haldeydi. Aklı başından gitmişçesine, yerde yatan gelinciğin boynuna sarıldığı gibi oracıkta hayvanın soluğunu kesti. Tam o esnada, bebeğin odasından bir ağlama sesi gelince, anne, doğruca odaya yöneldi ve heyecan içinde odaya girdi… Odada beşiği ve beşiğin içinde gülücükler dağıtan bebeğini ve bir de bebeğin eş güdümlüinde kımıldamaz halde, param parça olmuş vaziyetteki yılanı gördü… Einstein’in söylediği varsayılan bir söz vardır: “İnsanlardaki önyargıyı parçalamak, benim atomu parçalamamdan çok daha zor…” İşte ön yargılı olmak bu tür bir şeydir. Anlamadan dinlemeden, durup bi araştırmadan anlık duygularla hareket etmek insana hiç bir fayda vermez. Üstelik geri alınamayacak problemler da yaptırabilir. Bundan sonra hikayemiz hepimize bir ibret olur da, ön yargılı davranmayız inşallah

Bilgi: Klavye yön tuşlarını kullanarak galeri resimleri arasında geçiş yapabilirsiniz.
ZİYARETÇİ YORUMLARI

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu aşağıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

BİR YORUM YAZ